- Ne zamandan beri AK Parti’ye oy veriyorsunuz?
Selçuk: İlk defa girdiği belediye seçimlerinde oy verdim. İktidar olduğu ilk genel seçimde oy vermedim çünkü güvenmedim.
2. İlk defa oy vermeye karar verdiğiniz zamanki motivasyonunuz neydi?
Selçuk: Demokrasi beklentisiyle oy vermiştim. Halkın içerisinden gelen bir kesim oldukları için tabanın sesini daha iyi duyarlar, halkı daha iyi yansıtırlar diyordum. Bir de anti Kemalist olduğum için. Türkiye’deki müesses nizamı değiştirmeye aday bir yapı olarak düşünmüştüm. Bu ekibin de gerçi Kemalizm’i temsil ettiğini düşünüyorum, yeşil Kemalizm.
3. Zaman içerisinde fikir değiştirdiğiniz ya da farklı bir parti arayışına girdiğiniz oldu mu? Olduysa ne zaman?
Selçuk: Hangi partiye oy vereceğime seçim döneminde karar verdim hep. Muhalefetten hiçbir zaman ümitli olamadığım için her seçimde o günkü konjonktüre göre tercih yaptım. Muhalefet sıfatını hak edecek bir muhalefet göremedim hiç. Öte yandan, 60 yıllık hayatımda hiçbir dönem böyle bir baskı da görmedim. Mahalle muhtarından cumhurbaşkanına kadar herkes AKP’li. Vatandaş nefes alamıyor. Kötünün iyisini düşünerek muhalefetten bir partiyi tercih ettim hep.
4. Şuan gönül rahatlığıyla mı oy veriyorsunuz yoksa eleştirmenize rağmen mi oy veriyorsunuz?
Selçuk: Türkiye’de kimsenin oy verdiği partiye gönül rahatlığıyla oy verdiğini düşünmüyorum. Özgür bir seçim yapmıyoruz, herkes kötünün iyisine oy veriyor. Aksiyoner değil, reaksiyon oyu veriyoruz.
Sadece ben değil, bu ülkede hiç kimsenin gönül rahatlığıyla işte bu benim partim, fikrim ideallerim, ancak bu parti iktidar olursa hayat bulur, memlekete refah ve özgürlük gelir diye oy verdiğini düşünmüyorum.
Herkesin bir mecelle ifadesiyle “defi mefasidi var, ehveni şeri var. Ne yazık ki bu saikle hareket ettiğimizde de kaçtığımız yağmurlara rahmet okutan doluya tutulmuşluğumuz var.
5. AK Parti sonrası dindarlar için nasıl bir sosyal yaşam ön görüyorsunuz?
Selçuk: Rehabilitasyon merkezleri kurulması lazım normalleşmeleri için. Ayıldıkları zaman nasıl kendilerine gelip gerçeklerle yüzleşecekler bilmiyorum.
6. Zihninizdeki ideal partiyi tarif edebilir misiniz?
Selçuk: Liberal, muhafazakârlığa saygılı, seküler. Cumaya giden bir Genel Kurmay Başkanı mesela ama devlet işlerinde asla dinini ön plana almayacak. Daha ciddi bir Besim Tibuk gibi. Sağdan da, soldan da, milliyetçilerden de, muhafazakârlardan da hiçbir fayda gelmez.
7. Türkiye’nin geleceğinden ümitli misiniz?
Selçuk: Tasavvur etmiyorum bile. Eskisi gibi vatan, millet kaygısı kalmadı. Çocuklarımın geleceğini düşünüyorum sadece. Çocuklarına Türk isimleri koyma hassasiyeti taşıyan bir milliyetçiydim zamanında, ülkeye aidiyet duygumu kaybettim.
8. Türkiye’deki mütedeyyin kesimin hassasiyetlerini göz önüne aldığımızda AK Parti haricinde bir partinin yönetimi devralması sizi tedirgin eder mi?
Selçuk: Hiç etmiyor, daha kötüsü olamaz diye düşünüyorum. Daha fazla kim dine bu kadar zarar verebilir ki? Mürtedlik bunların zamanında arşa vardı, yatacak yerleri yok.
Bu dönem en çok neye hayret ediyorsun deseniz; daha dün otobüse abonman bileti atmamayı cihad sayan insanlar, çocuklarıma Türk İslam büyüklerimin adını koydum diye beni faşistlikle suçlayanlar, vatan dediğim zaman “Vatan sevgisi imandandır.” hadisi uydurmadır diyen adamlar, bugün beni vatan millet Türklük düşmanı görmeye-göstermeye kalkıyor.
Devleti bu denli fetiş öğesi haline getirmelerine bakınca, Ahmet Altan’ın bir kadın memesine vatanı satarım cümlesini anlıyorum. Çünkü bunlar hayatlarında bir kez bile kadın memesi okşamamış, sadece avuçlamış tipler.
Devleti de vatanı da avuçlayarak, bencilce sahiplenme duygusuyla harekete ediyorlar.
9. AK Parti iktidarının son 10 yılında özellikle toplumda ciddi bir kutuplaşma görünüyor ancak ben bunun yeni bir şey olmadığını, sadece gün yüzüne çıkmamış, uzun zamandır var olan bir gerilim olduğunu düşünüyorum. Bu gerilimin bugün açıktan yaşandığını düşünürsek, AK Parti sonrasında ötekileştirilme korkusu yaşıyor musunuz?
Selçuk: Endişem şu; dindarlık karşıtı ve eskiden beri AKP ve AKP’nin savunduğunu iddia ettiği değerlere aşağılayarak bakan kişiler vardı. AKP’lilerin kendileri kurtulur ama olan samimi dindarlara olacak. Gezi döneminde eşime dışarı çıkma dedim, bunlar AKP’li ya da değil demezler, başörtülüsün diye hedef alırlar dedim. Olan bunlardan nemalanmayı aklına bile getirmemiş insanlara olacak. Kemalizmi asli suçlu bulmamın sebebi bu, o düşünce yapısı doğurdu bunları. Kemalist olacağımıza kominist olsaymışız, hiç değilse sanatsever, edebiyata meraklı, maharetli, zanaatkâr bi millet olurduk.
10. AK Parti iktidarının değiştiği bir ihtimalde toplumun tekrar normalleşeceğini düşünüyor musunuz?
Selçuk: Zaman alır ama olur diye düşünüyorum. 1. Meclis gibi bir meclis yapısı oluşursa, hatta öyle bir anayasa hayal edelim ki; Anadolu’da iki erkek kardeşin miras bölüşümü vardır. Bir kardeşe sen paylaştır, diğer kardeşe sen seç derler. Böylece paylaşan adil olmak zorunda kalır. Birbirimiz için iyi olanı seçeceğimiz bir anayasa yapmalıyız. Ama AB ve ABD’nin buna izin vereceğini düşünmüyorum.
11. Mansur Yavaş hakkında ne düşünüyorsunuz?
Selçuk: Yemeğe benzetmek istiyorum. Güzel de görünüyor, herkes de övüyor ama yedikten sonra midemi rahatsız edecek gibi hissediyorum. Analı-kızlı çorbası gibi, yemek mi çorba mı belli değil. Güven vermiyor.
12. Ekrem İmamoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Selçuk: Büyünce Tayyip abisi gibi olur diye düşünüyorum. Düz liseli Tayyip Erdoğan.
13. Recep Tayyip Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?
Selçuk: Bir şey düşünemiyorum. Akli melekelerimle üzerine değerlendirme yapamayacağım bir şey. Zerre kadar insani bir şey barındırmıyor. Duygusal olarak, hiç hazzetmiyorum. Yeşilçam’ın Nuri Alço’su gibi. Muhafakârlara gazozu içirmiş. Benim için artık düşüncemin değil, ifade edebilme özgürlüğümün olmadığı duygularımın konusu.