Erdoğan bu muharebeleri kazanabilir mi?

Erdoğan her ne kadar “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” dese de çoğumuz bunun “Siz beni yenmeyeceksiniz ki, ben kendim aday olmayacağım” anlamına gelmediğini biliyoruz.

Erdoğan, ilk defa karşılaştığı müşterisine “senin güzel hatırın için 10 lira eksik olsun” diyen esnaf gibi, üste sağlamları, alta çürükleri dizen pazarcı gibi, “ablacım wallahi benim şundan kârım sıfır, gelişine veriyorum” diyen seyyar satıcı gibi gözümüzde. Bu güne kadar verdiği sözleri tutmamış, düşman dedikleriyle kaynaşmış, dost dediklerini uzaklaştırmış, vermem dediklerini vermiş, almam dediklerini almış bir kişidir. Haliyle kimse sözüne itibar etmemektedir. İBB operasyonu sayesinde gördük ki, düşmanlarına savaş hukukunu bile çok görmüş, yapılabilecek ne kadar gayri meşru uygulama varsa arkasına sığınmıştır. Haliyle birçoğumuz bu sözlerden bir daha aday olmayacağı anlamını çıkarmıyoruz.

Bu sözlerle olsa olsa, “Bir daha seçim olmayacağı için aday olma gibi bir derdim de yok” demiş olabilir. Bu sözlerle “Seçim de olacak, ben de aday olacağım, ne yapabilirsiniz ki?” demiş olabilir. Ama seçim olacak ve ben aday olmayacağım demiş olamaz.

Erdoğan şuan bir değil, üç değil, bilmem kaç cephede birden savaş veriyor.

Onu yenmek üzere olan muhalefetle savaşıyor.

İktidar ortağıyla savaşıyor.

Yerine geçmek isteyenlerle savaşıyor.

Bu güne kadar beslediği nankör kedilerle uğraşıyor.

Partisinin içerisindeki kliklerle uğraşıyor.

Dış politikada yerini sağlam tutabilmek için uğraşıyor.

Ekonomi ile uğraşmıyor valla ne yalan söyleyeyim, böylesi daha çok işine geliyor.

Peki, bu kadar çok cephede devam eden savaşları kazanabilir mi? İşte orada pek ümit yok zira o, girdiği tüm savaştan zaferle çıkmış bir başkomutan değil. Bugüne kadar elde ettiği başarılar, bir takım pazarlıklar sonucu elde ettiği güç devşirmeleri sayesinde gerçekleşti.

Şimdi ise ilk birkaç turu kazandıktan sonraki tüm turları kaybeden, kazanma hırsıyla elinde avucunda ne varsa masaya süren iflah olmaz bir kumarbaz gibi. Erdoğan parmağındaki nikâh yüzüğünü yani onu o yapan her şeyi sürüyor masaya.

23 yıldır kazanmasını sağlayan her şeyi bir bir terk etti.  Önce ona güvenen çakma aydınları, liberalleri, solcuları, sonra dava arkadaşlarını, sonra operasyon ortaklarını. Son on yıldır iktidar ortağı sayesinde onu olduğundan da büyük gösteren bir dev aynasına bakıyorduk. Ayna kırıldı. Şuan Erdoğan en yalın haliyle sahnede. Onu durduracak, yapma diyecek, o iş öyle olmaz diyen kimse yok etrafında. Sadece onun aklını, onun siyaset becerisini, onun yöntemlerini görüyoruz. O ve kulları, Erdoğan rüyasının aslında ne olduğunu ifşa etti bize.

Saltanat denilen belanın, Siyasal İslam denilen riyanın, tek adam denilen cezanın, din istismarının ne anlama geldiğini öğrettiler. Bize, gençliğimize, çocuklarımıza Atatürk ilkelerinden, demokrasiden şüphe etmemeyi öğrettiler ki bir daha böyle bir hataya düşmeyelim. Bilimden şaşmayalım, kimseyi kayırmayalım, kardeş kardeş yaşayalım dedirttiler. Dostumuz, düşmanımız kimmiş, iyice bellettiler. Yolumuzun üzerinde ne kadar pislik varsa süpürdüler bir tarafa.. Şimdi hepsi bir yanda, biz bir yanda..

Geriye tek bir şey kaldı, tertemiz bir zafer.

https://www.patreon.com/c/nurbetularas