Yeter ki CHP iktidar olmasın

Erdoğan karşısında gerçek bir lider gördüğü günden beri siyaset arenasındaki özgüvenini kaybetti. Karşısında öyle biri var ki, gel diyorsun gelmiyor, git diyorsun gitmiyor, satın alınmıyor. Yonca tarlası gibi yoldukça yeniden türüyor, daha güçlü geliyor. Ekrem İmamoğlu öyle bir lider ki, tutsak edildiği anda gölgesi yepyeni bir lider yarattı.

Ulan, her şeyimizi çaldınız ama umudumuzu çalmayacaktınız!!

O umut sakin tutuyordu bizi. Umudumuzu çalınca ölürüz sandınız, susarız sandınız, yanıldınız. Osmanlı tokadını siz yediniz de daha kendinize gelemediniz. Yırtıp attığınız diplomayı parçalarından birleştirip gözünüze soktu İTÜ’lü öğrenciler.

Öyle bir sel olup taştık ki, CHP’yi de önümüze kattık akıyoruz..

CHP’nin önünü alamayınca bir zamanlar meydanlarda alay ettiği SGK’nın eski genel müdürüne müracaat etti Erdoğan. “İster misin, alayım sana bir parti, oynarız bi tur daha, ne dersin?” dedi.. Kılıçdaroğlu bu durur mu, yapıştırdı cevabı: Söz konusu kaybetmekse, ben varım..  -temsili-

Ama biz yokuz işte bu oyunda, halk yok. Seçmek, seçilmek yok.

Komikli plan şu; Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçecekmiş de, ona sinirlenen CHP seçmeni küsüp oy kullanmayacakmış da, AKP’de aradan sıyrılacakmış.. Gerçekten akıl fukarası bir plan.

Öncelikle, seçimlere olan inancınız gözlerimi yaşarttı. Demek ki öyle höt sötle galip gelemeyeceğinizi bellemişsiniz, bravo. Sorun şu ki, höt sötle muhalif seçmeni dizginleyemeyeceğiniz gibi, bizi seçim meydanından uzak tutamazsınız. Seçimi beğenmedik, boykot edelim solcuları geçmişte kaldı. Doğmamış çocuğunun hakkıçün iktidardan gönderecek insanlar sizi, yoksa o çocuğun yaşam hakkı yok, bunu çok iyi biliyorlar.

Ekrem İmamoğlu’nun adından, fotoğrafından, sesinden dahi korkan Erdoğan, ne yapması gerektiğine karar vermek için dava tarihine kadar Kılıçdaroğlu’nun kayyum olmaya gönüllü olduğu bilgisini piyasaya saldı. Şimdi göle çalınan bu maya tutar mı diye kendi televizyonlarından konuyu tartıştırırken bizim küfür ve hakaretlerimizi sayıyorlar. Planları tutmayacak gibiyse geri basacaklar. Tutacak gibiyse yola revan olacaklar. Yıllarca siyasi deha diye övülen Erdoğan, etrafında siyaset bilen insanlar olmadan bir başına kalınca illegal yöntemler haricinde hiçbir stratejisi olmadığını, dahası siyaset bilmediğini ifşa etmiş oldu. Deneme ve gözlem yoluyla ne yapacağına karar vermeye çalışıyor. Siyaseti sokakta değil, laboratuvarda yapmaya çalışıyor. Üstelik onun için bir ordu çalışıyor ama nafile. Her şeye rağmen yenileceksiniz.

Muhalif seçmen ne yapar?

Farkındaysanız CHP ne yapar demedim. Eyy ahaalii, duyduk duymadık demeyin. Muhalif seçmen dağları taşları aştı, Kaf dağının ardına vardı ve sultan Erdoğan ile doğrudan cenge tutuştu. Ne yapılacağına ne Özgür Özel, ne İmamoğlu, muhalif seçmen karar veriyor. Hayallerimiz gerçek oluyor. Hani hep derdik ya, “Siyasetçiler işi bilmiyor, şöyle olmalı, böyle yapmalı.” İşte şimdi o oluyor sevgili muhalif seçmen kardeşim. Senin inadın, senin iraden her şeyi belirliyor. Gezi’de yediğin gazın, çalınan hayatının hesabını soracaksın işte.

Kılıçdaroğlu CHP’ye gelirse alternatif çok. Kurultay olursa üyeler Kılıçdaroğlu’na o partiyi dar eder. Dar edilebilmesi için pamuk eller cebe güzel kardeşim. Yok, yanlış anladınız. İki dakika telefonunuzu çıkarıp, CHP’nin internet sitesinden online üyelik formunu dolduracaksınız. Sonra mesajla size bir form gelecek, formun çıktısını alıp, CHP Genel Merkezi’ne göndereceksiniz ve CeHaPe zihniyetine sahip olmaya başlayacaksınız. Aman diyeyim çabuk olun zira Kılıçdaroğlu gelirse sizi düşman beller, üye yapmaz.

İkinci alternatif, Kılıçdaroğlu’nu CHP koltuğunda emanetçi bırakıp başka bir partiye geçilir ve seçim her halükârda K A Z A N I L I R.

Nereden mi biliyorum?

Halk öyle istiyor..

patreon.com/c/nurbetularas