Erdoğan Özgür Özel’i yeni anayasa çalışmasına zorlamak için belediye başkanlarını uyduruk suçlamalarla hapse atıyor. CHP’ye Kemal Kılıçdaroğlu’nu kayyum olarak geri getirmek için aynı hukuksuz yöntemlere müracaat ediyor. AKP bürokratları FETÖ’nün yanında gördükleri stajdan hiçbir şey öğrenememiş. Fethullah Gülen sağ olsa, ben sizi böyle mi yetiştirdim deyip bir beddua patlatıverirdi. Bu kadar özensizlik, pespayelik, vasatlık tam AKP’lik bir tavır. Safkan AKP’li bürokratlarda sabır yok, derin düşünmek yok, attığı adımın sonuçlarını hesap edip buna göre pozisyon belirlemek yok. Ne var? Düşünmeden saldırmak, sonrasına sonra karar vermek var. Bunlar hiçbir aklın süzgecinden geçmeden karar veren Erdoğan aklı aynı zamanda. Bu bürokratları o yetiştirdi.
Özgür Özel, Erdoğan’ın mafya tarzı zorbalığına, FETÖ tarzı uyduruk delilli davalarına yenilecek, pes edecek gibi durmuyor. Her şerde var bir hayır deriz ya, CHP’nin zorbalığa maruz kaldığı dönemin de var bir hayrı. CHP elitleri ilk defa halkın sıkışmışlığını deneyimlemiş oldu. 3 değil, 5 değil, nereden baksanız, 20 yıldır yaşadığımız sıkışmışlığı işte şimdi umudumuzu bağladığımız CHP yönetimi yaşıyor.
İşte bu sayede bizi yeterince temsil etmediklerini düşündüğümüz CHP yönetimi, halkın hizasına çekildi. Bizim öfkemize, bizim kinimize, bizim kazanma hırsımıza sahip olmaya başladılar. Buradan zafer çıkar mı? Elbette çıkar.
Erdoğan yıllardır takmadığı hukuka muhtaç hale gelmiş. Elinde hukuk sopasından başka hiçbir mücadele yöntemi kalmamış. Yol arkadaşlarını iaşe dağıtarak değil, yargılamayla ve malına çökmekle tehdit ederek yanında tutan bir Erdoğan, ne kadar daha bu yöntemlerden sonuç alabilir? Kazanırken paylaşıyordu. Halkı arkasına almışken, bedel ödemeye daha çok vakit var diyordu ve gönlünce hukuksuzluklarına ortak buluyordu. Ama şimdi hesap zamanı yaklaştı. Erdoğan yerken yanında olanları hesap öderken yanında bulacak mı? Bu milleti benim kadar siz de tanıyorsunuz. Bulacak mı?
Zorba düzenin devamına engel olmak için şuan yaşatılan zorbalığa katlanılır. O bedel ödenir ve karşılığında adil ve müreffeh bir Türkiye kazanılır. Bugün zorbalığa maruz kalanlar, bedel ödeyenler, yarın demokrasi kahramanı ilan edilir.
Erdoğan ve çevresinin asla sahip olmadığı ve olamayacağı bir şey var. Vatanseverlik. Siz, yaptığınız hiçbir eylemi bu ülkeyi sevdiğiniz için yapmadınız. Boş ideolojileriniz ve kişisel ikbaliniz için savaştınız. Karşınızda ise vatansever ordusu var. Her biri benzer süreçlerden geçmiş, hayattan aynı dersleri çıkarmış vatanseverler. Kişisel ikbali için savaşanların karşısında vatanseverliğinden dolayı savaşanlar var. Hangisinin ülküsü daha uzun menzillidir?
Özgür Özel halkın öfkesine ve muhalif seçmenin iradesine sahip olduğu müddetçe, kişisel hırsları için vatandaşının canını yakmakta beis görmeyen bir avuç muhterisi yenecektir. Yeter ki tıpkı muhalif seçmen gibi asla inandıklarından ve mücadele etmekten vaz geçmesin.
Bizim Karadeniz’de bir laf vardır: Furdi furdi furuldi.. Yani: Vurdu, vurdu, vuruldu. Bu işler böyledir; Mücadele yönteminiz, kazanma yahut kaybetme yönteminizi belirler. Hayattan ne elde etmek istiyorsak, saldırı ve savunma hattımızı ona göre kurmalıyız. Dünya bir aynadır, aynada neyi görmek istiyorsak, onu göstermeliyiz. Aynaya karşı yumruğumuzu sıkarsak, yumruğunu sıkmış birini, gülümsersek, gülümseyen birini göreceğiz.
Tertemiz bir mücadele verdik muhalif seçmen kardeşim, tertemiz bir zafer bizimdir.
Sakin ol, güçlü ol ki o muhteşem zaferi kucaklayacak takatin olsun.